SOYLU MUHALEFET

SOYLU MUHALEFET
13 Nisan 2020

Başlığa bakarak,

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve bağlı istifa süreci ile ilgili bir yazı kaleme alacağımı sanıyorsanız.

Fena şekilde yanılıyor olabilirsiniz.

Başlık, yazımın bütünüyle alakalı, kişilerle değil.

Yok!

Bir iki cümle bırak diyorsanız; sosyal medya hesaplarıma göz atabilir, merakınızı bu şekilde giderebilirsiniz.

Biz asıl konumuza, yazımıza dönelim.

XXX

Türkiye çok mühim bir korona belası sürecinden geçiyor.

Avrupa kırılmış, AB dağılmış vaziyette.

Durum hayli ciddi boyutlarda seyrediyor.

Covit-19 virüsü, salgını can almaya doymuyor.

Cuma günü, 10 Nisan akşamı; açıklanan sokağa çıkma yasağı ile ilgili ilginç bir süreç yaşandı.

Otuz büyükşehir ve Zonguldak ilinin dahil olduğu sokağa çıkma yasağında inanılmaz görüntülere şahit olduk.

O iki gün yasağa uyanları, yanlış anlayıp sosyal medya hesaplarını askıya alanları da gördük.

Sokağa çıkma yasağının iletişimi,

İzolasyonun kırılması, sosyal medyada çok irdelendi, incelendi, yazıldı ve çizildi.

Haklı ve haksız eleştiriler yapıldı.

İzolasyonun kırılması noktasında vatandaşa dair sitemli paylaşımlar yaptım.

Sokağa çıkma yasağının televizyonlara bırakılmayacak kadar mühim olduğunu  anlatmaya çalıştım.

XXX

Haidegger “Dil düşüncenin evidir” der.

O akşam herkes düşüncesini dile getirdi.

Gazeteciler, siyasetçiler, akademisyenler farklı pencerelerinden değerlendirmeler yaptılar.

Yoğurdu üfleyenler de oldu.

Son tahlilde sütte ağzı yananlar da olacak; bu kaçınılmaz.

Bana göre en mühim nokta ve kıstas alacağımız, değerlendireceğimiz nokta;

Bilim kurulunun meseleye baktığı zaviye olmalıdır.

XXX

Sayın Bakanın dün akşam ayrılıyorum notunu okur okumaz

Bütün hissiyatımı da içine alan bir “vay” nidası döküldü dilimden!

Cümle alem duysun diye Facebook sayfamda paylaştım.

Vay!

Millet Evde Kal'sın

Süleyman Soylu görevinde!

Bu kısa paylaşımım çok itibar gördü.

Sayın Süleyman Soylu’nun istifasının kabul edilmemesi gerektiği, büyük bir halk kitlesi tarafından kabul gördü.

Nitekim Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan istifayı kabul etmeyerek,

Asil devlet adamlığını gösterdi ve doğru olanı yerine getirmekte hiç tereddüt etmedi.

Cumhurbaşkanımız o soylu devlet adamlığında

Siyasi sonucu ne olursa olsun diyerek, Soylu’yu yedirmedi.

XXX

Sayın Süleyman Soylu bugün twitter hesabından devlet diliyle mahcubiyet ve sorumluluk ağırlıklı bir paylaşımla istifa notunu kaldırdı.

“Sokağa çıkma yasağı ile ilgili sorumluluğumuzun gereği aldığım karar üzerine Milletimizin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın tutumu, beni mahcup etmiştir.

Devlet ve milletin emanetine atılan adımlarda eksikliğimizin bu iki irade tarafından insani bir durum olarak kabul edilip onarma hakkı verilmesi, sorumluluğumuzu artırmıştır.

Allah mahcup etmesin.

Milletimizin hizmetinde yola devam inşallah”

Ülkemize milletimize hayırlı olsun

XXX

Türkiye Cumhuriyeti köklü bir medeniyete sahiptir.

Köklü bir devlet yapısı vardır.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tüm zamanların en büyük siyasi figürü, en büyük lideri ve hükümet olmuş  iktidara gelmiş bir partinin de genel başkanıdır.

Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca çok mühim bir bakan ve toplumda karşılığı olan siyasi bir figürdür.

Yine aynı şekilde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’da millet tarafından kalplerde yer edinmiş çok önemli bir siyasi figürdür.

Daha bir çok bakanı, vekili, bürokratı, bilim kurulundaki uzmanları, bilim adamını, akıl adamını sayabilir, bu kervana katabiliriz.

XXX

Türkiye depremlerle , sellerle, salgın hastalıklarla mücadele ediyor.

Gelişmeye çalışıyor.

Salgın hastalık nedeniyle hayat durdu.

Elimizde, meclisimizde, iktidar ve muhalefetimizde, soylu devlet adamlarımız var.

Korona dünyayı eviriyor, deviriyor.

Büyük dediğimiz devletlerin pamuk ipliğine bağlı olduklarını gördük.

Yaşlılarını nasıl ölüme terk ettiklerini, soylarına nasıl ihanette bulunduklarını gördük.

Avrupa, Amerika, İngiltere gibi ülkelerin soyluluk anlayışının saç baş ve kıyafetten ibaret olduğuna şahit olduk.

XXX

Türkiye, milleti ve milletinden aldığı güçle soylu bir ülke.

TBMM’de soylu ve asil bir meclis.

Orada hizmet veren iktidar vekilleri kadar, muhalefet vekillerinin de soylu ve asil olduklarından şüphemiz yok.

Hizmet üretmek, hızlı hareket etmek, çabuk kararlar vermek meclisin en mühim görevleri arasında.

Hizmete çomak sokmak, duvar olmak, işi yokuşa sürmek soylu bir hareket olmasa gerek.

Çanakkale Milletvekili Bülent Turan’ın twitter’inde

“Bu kadar gündem içinde bir daha söyleyelim, en büyük sorunumuz muhalefet”

Bolu Milletvekilimiz Arzu Aydın RT yapmış; orada gördüm. 

Şu stresli eve kapanık günlerimde, gülmekten öldüm;  

Muhalefet milletvekillerinin yaptıkları çok çocuksu ve anlaşılır bir şey değildi.

Bu soylu* reel, elle tutulur, gözle görülür açıklanabilir bir muhalefet anlayışı da değildi.

Olsa olsa yapılacakları sektirmeye, sekteye uğratmaya yönelik hareketlerdi diyebiliriz.

TBMM’ne verdikleri dilekçelere ve isteklerine bakar mısınız.!!

Bizler, sokağa çıkma yasağına uymayanlara, izolasyonu bozanlara kızıyoruz değil mi?

Peki buna, bu örneklerle verilen dilekçelere, ne demeliyiz şimdi!

TBMM Başkanlığına

   Görüşülmekte olan Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin infazı hakkında kanun ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifinin 22.maddesinde geçen “geceleyin” ibaresinin “gece vakti” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

TBMM Başkanlığına

   Görüşülmekte olan Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin infazı hakkında kanun ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifinin 22.maddesinin birinici fıkrasında yer alan  “eklenmiştir” ibaresinin “ ilave edilmiştir” ibaresi ile değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

TBMM Başkanlığına

Görüşülmekte olan 207 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin infazı hakkında kanun ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifinin 25.maddesinde geçen “veya” ibaresinin “ya da” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

TBMM Başkanlığına

Görüşülmekte olan Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin infazı hakkında kanun ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifinin 5.maddesinde yer alan sonra gelmek üzere “karar“ ibaresinin sonra gelmek üzere “hüküm” şeklinde  değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Demem o ki;

TBMM’inde kelime manasında saygı uyandıran, iyi yani soylu* bir muhalefet anlayışına acil ihtiyaç var.

Not:Dilekçe sahibi isimler ve ıslak imzaları Çanakkale Milletvekili Bülent Turan’da ve bende mevcut.

*soylu: saygı uyandıran, iyi

Eve dön! Şarkıya dön! Kalbine dön!

Şarkıya dön! Kalbine dön! Eve dön!

Kalbine dön! Eve dön! Şarkıya dön! (İsmet Özel)

 

Yorum yazın

İsim (Gerekli)
Yorumunuz (Gerekli)

Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

Mustafa Nuri GÜRSOY yazıları

Yazarlar

Son yorumlar

Bu hafta en çok okunanlar

Video Haberler

8 YAVRUSU OLAN KÖPEĞİ DÖVEREK KATLETTİLERBOLU'DA GÖREVLİ İMAMDAN SKANDAL SÖZLERYAYLALARDA YIKIMLAR TÜM HIZIYLA SÜRÜYORBOLU'DA OTOMOBİLİN ÇARPTIĞI GENÇ KADIN YARALANDI
sanalbasin.com üyesidir