Elbette bir çok erkek anlamıyor.
- Hem kadın, hem de erkek tarafı da öyle!
Ya da anlamak istemiyor..
Ya da birilerinin işine böylesi mi iyi geliyor; bilmiyorum.
- Kadın haklarını diyorum?
- Erkeklerle mücadele edilsin diye, verilmiş olabilir mi?
XXX
Ortalık;
- Haklarını bilen yalnız ve mutsuz kadınlarla dolu..
Tabii..
Bir de..
- Eşiyle hak mücadelesi yapmaktan yorulmuş, bitap düşmüş,
- Taciz, tecavüz ve cinayete kurban gitmiş kadınlarla…
XXX
Okul yıllarımdı..
- Öğretmen, idareci gibi bir görevim, güvenilir sır saklayan hallerim vardı.
Müdürlükten ziyade, abilik yönümü de severdim.
Bi gün…
- Tartışması büyük, karı kocalı bir mevzunun içinde buldum kendimi.
Kocası ile sorunu olan meslektaşım hanımefendiye;
- Eşinizle çok inatlaşmışsınız, biraz alttan alıp, duruma göre hareket etseydiniz” demiştim de..
Azar kıvamında;
- “Aaa!!! biz Cumhuriyetten beri bu kadar kadın hakkını erkeklerin karşısında susalım diye almadık” diye hırçın bir görünümle karşılaşmıştım.
Sonra boşandı, tek yaşamaya başladı.
- Kedileri oldu..
- Siyah zeytin rengindeki pırıl pırıl parlayan saçlarını sarıya boyattığını,
- Köpek sesinden korktuğunu, ütü yapmaktan nefret ettiğini, akvaryumunda kaplumbağa beslediğini işitirdim.
Şimdi!
Kadın hakları onu koruyor mu; bakın onu hiç bilmiyorum.
Ne biliyorum?
Çocuksuz ve yalnız başına olduğunu…
XXX
Bir de şunu diyorum.
Ailede muhabbet…
- Kadınların haklarını, erkeklerin ben erkeğim düsturunu unuttukları gün başlar.
Haklar konusunun her zaman kışkırtıcı bir etkisi olduğunu düşünürüm.
Sevgi ilişkisi olan yerde,
Aile gibi muazzam bir dokunun orta yerinde hak çetelesi tutulur mu.?
- Ne erkek,
- Ne de kadın bir hak hesaplaşmasının içine asla girmemeli.
Girmemeli; zira!!!
Hak davasının sonu ya mezarda biter, ya da mahkemede.
XXX
- Kadın hakkını değil, aklını kullandığı zaman mutlu olabilir.
Kadınlar “aman ezilmeyelim” mantığı ile hareket ettikleri için onları kimsenin ezmesine de gerek kalmıyor.
- Kadınlar kendi kendilerini, hemcinslerini, gayet ve bir güzel eziyorlar.
Allah kadına iletişim noktasında müthiş bir zeka vermiş.
Meselenin özü, sözü şu!!
- Konuşulması gereken haklar değil, sorumluluklar ve vazifelerdir.
Kadınların eşlerine karşı vazifeleri nedir?
Erkeklerin eşlerine karşı vazifeleri nedir?
- Herkes kendi üzerine düşeni yapmış olsa; kimse kimsenin hakkını yemez..
Onu diyorum.
XXX
Kadın erkek ilişkilerinde en büyük sorun bence kadınlar üzerinde oynanan oyunlar.
Kadınlar!
- Hem saftır hem kurnazdır.
Kadınlar!
- Hem kolay kanarlar, hem de kolay kandırırlar.
Medyanın büyük bir bölümü kadınları kandırmakla meşgul.
Diziler,
Filmler,
Ve
Programlarda…
- Aradıkları erkekleri bulamamış kadınlar..
- Başrolde mükemmel erkek, altında çokça kötü erkek..
- İhanetler gırla,
- Süper aşklar tırla…
- Milyonluk sırlı otomobiller..
Rüya gibi değil mi?
Ama iş o diil.
Şu!!!
- Kâbusun, duvara sırtını dayamış TV’nin ekranında sana doğru yol alıyor.
- HD tadında ona, buna, sana, bana el sallıyor..
XXX
O diil de şu!!
Artık psikologlara gidip “Kocam bana filanca dizideki adam gibi davranmıyor” diyen kadınların var olduğunu okuyorum.
Türk dizileri Arap ülkelerinde yayınlanmaya başlayınca, boşanma oranlarının fazlasıyla arttığı da söyleniyor.
Evlendirme programında ya da herhangi bir yerden birinden şahit olmalısınız..
- “Beni taşıyacak bir erkek istiyorum.”
Ve Fakat
- Yine taşıma görevi erkeklerin üzerinde kalıyorsa, mesele yine içinden çıkılmaz bir hal alabilir.
Ama şöyle bir şey
Kadınlar erkekleri taşısın, dersen suç!
Erkekler kadınları taşımalı, modernlik oluyor.
- Bir hamal arayışıdır gidiyor ve tabii herkese yazık oluyor.
Medyanın gücüyle kadınları kandırmaya uğraşan,
Kadın hakları adı altında kadınları kullanan kendini modern olarak tanımlayan bir kitle var.
- Orası hazin ve mevzu baya bi derin…
XXX
Kadınların ellerine “kadın hakları” verip “kadın olma hakkı”nı aldılar. Kadın olmayı unutturdular.
Şimdilerde ise yeni bir algı planlaması söz konusu galiba.
Malum medya tarafından,
“Kadın kahramanlarımız" anlayışı aşısı yapılıyor.
Bu kültür şimdilerde instagram gibi sosyal paylaşım platformlarına da egemen olmaya başladı.
- Hele 8 Mart yaklaşmaya görsün...
Neymiş?
Üreten, fark yaratan, sözü olan kadınlar toplumun kahramanlarıymış.
Kadınlar "hayalleri kadar güçlüymüş..."
O zaten yani 8 mart Dünya Kadınlar Günü değil,
- “Dünya İşçi Kadınlar Günü'ydü, siz bozup bu hale getirdiniz.
XXX
Dünya kadınlar günü denilince aklıma baba ve koca parasıyla iş yeri açıp, vakit geçiren kadınlar gelmiyor.
Bir hayat tarzının, bir "sınıf egemenliğinin" reklam kokan hallerini, haberlerini, fotoğraflarını ise hiç umursamıyorum.
Neyi umursuyor,
- Neyi kalp gözümün önüne koyuyor, hangi kadınları önemsiyorum o zaman…
XXX
Marketlerin soğuk koşullarında her şeye rağmen aile bütçesine katkı yapabilmek için aylarca dayanan genç kadınların,
- En zor ve en zalim koşullarda bile ailesine, erkeğine, çoluğuna çocuğuna anne sevgisini eksik etmeyen kadınların
Tarlada izi olan kadınların,
- Hamaratları, eli iş, şiş tutanları, hayatı örenleri, yuvasını koruyan kollayan kadınların,
Evinden ayrı; sokakta da süpürge tutan kadınların,
- Süt sağan, yoğurt ve peynir çalan kadınların,
Erkeği vezir de, rezil de edenin kadın olduğu bilincini taşıyan kadınların,
- Hakkını değil, aklını kullanan kadınların,
Sırtına sepetini, erkeğinin omzuna cesaret elini vuran kadınların,
- Ar bilen, aç açık gezmeyen, gezdirmeyen, yol yordam bilen, sabır kadınların,
“Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır” sözünü hak eden kadınların,
Bacıların, anaların, ninelerin kadınlar günü kutlu olsun.
- Hepisinin ellerinden ayrı ayrı, hürmetle öpüyorum.
