ANOREKSİYA NERVOZA HASTALIĞINDA BESLENME ÖNERİLERİ

ANOREKSİYA NERVOZA HASTALIĞINDA BESLENME ÖNERİLERİ
3 Ekim 2023

Anoreksiya nevroza hastalığı fazla kilolu olma endişesinden olayı olabildiğince az yemek yeme ya da bazı zamanlarda hiç yemek yememe hastalığına denir. Anoreksiya hastalığı olan kişiler, kilolu olmadığı halde kendisini aşırı şişman olarak görürler ve bu histen kurtulmak için de yemek yemeği reddederler.

Bu durum, hem fiziksel, hem de psikolojik bir rahatsızlıktır.

Fiziksel olarak, hormon değişimlerinden görülebilir. Az kilo ve az vücut yağının sonucu olarak, hormonlarda değişiklikler görülür. Bu da kadınlarda genellikle menstürasyon döneminin görülmemesine sebep olur. Ayrıca, kişiler kendilerini güçsüz ve halsiz hissedebilirler. Sürekli üşüme, kansızlık ve uykusuzluk sorunları yaşayabilirler. 

Psikolojik olarak anoreksiya nervozanın etkileri ise oldukça fazladır. Bu hastalık daha çok , genç ve ergenlik dönemindeki kadınlarda ortaya çıkar. Az vücut ağırlığıyla performans gösteren kişilerin beden imajlarına daha çok dikkat ettikleri ve anoreksiya nervozaya kadar sıkıntı yaşayabildikleri bilinir. Bu psikolojik sıkıntılardan kaynaklanabilecek en uç sonuç, açlıktan ya da intihar nedeniyle ölüme kadar gidebilir. Psikolojik olarak ölümcül bir hastalıktır.

Diyetisyen Doğa Durmaz, anoreksiya nervoza hastalığında beslenme tedavisi hakkında önemli önerilerde bulundu.

Anoreksiya Nervoza’nın Belirtileri Nelerdir?

  • Sıkı diyet uygulanması sonucu oluşan kilo kaybı
  • Kısa sürelerde çok fazla yemek yemek ve sonrasında kusmak
  • Vücutta artan kıllanma
  • Depresif ve endişeli olma hali
  • Uyku sorunları
  • Çok fazla egzersiz yapmak
  • Zayıfken bile kilo almaktan kaygılanmak
  • Sürekli yemek hakkında düşünmek

En önemli belirti aşırı kilo alma korkusudur. Bu durum kişinin yiyecek konusunda neredeyse fobi olacak noktaya dek ulaşmasına neden olabilir. Şişmanlama korkusunun yanı sıra beden imgesinde de bozulma vardır. Buna bağlı olarak bu kişiler çok zayıf ve ince olsalar bile kendilerini şişman bulabilirler.

Anoreksiya Nervoza’dan Korunmak için Neler Yapılmalı?

Uzmanınızın tedavi planını takip etmeniz ve destek ağınızı oluşturmanın yanında şunları da yapabilirsiniz:

  • Sağlıklı bir beslenme programına uymaya çalışın.
  • Uzmanlarınızın tedavi planında belirttiğine göre, egzersiz programınızı düzenleyin.
  • Uykularınızı düzenlemeye çalışın.
  • Vücut yapınıza ve boyunuza göre gerçekçi bir kilo hedefi koyun.
  • Hayatınızda sosyal aktivitelere yer verin.
  • Duygularınıza kulak verin.
  • Duygularınızı ifade edebilmek için size iyi gelebilecek yöntemleri belirleyin. Yazı yazma, resim çizme, müzik yapma ya da dinleme gibi herhangi bir sanat dalına yönelin.
  • Terapistinizle birlikte hayatınızdaki sorunları çalışın. Baş etme yöntemlerinizi çeşitlendirmekte fayda olacaktır.

Eğer fiziksel olarak yaşamınızı tehdit eden bir durumda değilseniz, tedaviniz muhtemelen şöyle olacaktır:

  • Tıbbi tedavi: Eğer kötü beslenme ve aşırı açlık bedeninizi yıpratmaya başlamışsa, tıbbi tedavi öncelikli olmalıdır. Doktorunuz osteoporoz, kalp rahatsızlıkları veya depresyon gibi anoreksiyanın sebep olduğu tıbbi durumları tedavi edecektir. Siz iyileşmeye başladıkça, doktorunuz boyunuz ve kilonuzun oranını takip etmeye devam etmektedir.
  • Beslenme danışmanlığı: Diyetisyeniniz sağlıklı bir yolla kilo almanızı sağlayacaktır. Sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanacaksınız ve dengeli beslenmeyi daha iyi kavrayarak kilo kontrolünüzü sağlamanızı sağlayacaktır.

İyileşme sürecinizin önemli bir bölümü şunlardan oluşacaktır:

  • Yeme alışkanlıklarınızın kontrolünü elinize alma
  • Duygusal açıdan kendinize bakmayı öğrenme
  • Size yardım etmeye çalışan insanlara güvenme

BESLENME TEDAVİSİ

Tedavisinde kısa dönemli amaçlar kilonun geri kazanılması ve menstrüel siklusun (adet dönemi) sağlıklı ve normal rutininde tekrar başlamasıdır. Gerektiği kadar ve yavaş kilo alımı hedeflenmelidir. Tedavideki güçlüklerden en önemlisi, beden ağırlığının artışı sırasında ortaya çıktığından tedavinin ilk hedefi hastaya hemen kilo kazandırmaktan çok, beden imgesi bozukluğunun tedavi edilmesi, psikolog ve diyetisyen iş birliği ile yürütülmesidir. Beden kütle indeksi çok düşük olan hastalarda, bir sıvı formülü, gün içinde altı eşit kez verilerek gerekli sıvı, elektrolit ve kalori düzeyi sağlanabilir. Sıvı formülü hastaneye yatırılmanın erken evrelerinde verilmeli, hastalar belli ölçüde kilo aldıktan bir süre sonra denetim altında yemek yemeye yönlendirilmedir. Ulaşılmak istenen beden kütle indeksi (BKI) değeri 19-21 aralığında olmalıdır. Diyet enerjisinin makro besinlere dağılımı %15-20 protein, %25-30 yağ ve %50-55 karbonhidrat şeklinde olması sağlanmalıdır. Protein alımı minimum, ideal vücut ağırlığının kg başına, yaş ve cinse göre önerilen düzeye eşit ve yüksek biyolojik değerli kaynaklardan sağlanmalıdır. Bu hasta grubunda sık rastlanan konstipasyon (kabızlık) nedeniyle lifli kompleks karbonhidratlara yer verilerek boşaltım sistemini düzeltmek gerekir. Yetersiz kalori alımı, yeme bozukluğu olan hastalarda diyette besin çeşitliliğini azaltmaktadır. Bu durum, vitamin ve mineral tüketiminde de eksikliklere neden olmaktadır. Bu hastalarda özellikle tiamin, riboflavin, magnezyum, folat, çinko, bakır, kalsiyum, fosfor, potasyum ve B12 vitamini düzeylerinin rutin olarak değerlendirilmesi ve eksikliklerin yerine koyulması gerekmektir.

  • Tedavi amacıyla hastalara zorla yemek yedirmeye çalışmak doğru değildir. Çoğu zaman hastalar bunu reddetmekte, yediklerini kusmakta ve hastaneyi terk etmek istediklerini belirtmektedirler. Bu durumda damar yoluyla besleme yapılabilmektedir; ancak bunun etkisi normal diyete göre oldukça zayıftır. Yemeyi başaran hastalarda kalori alımı günlük 1200'den başlatılarak giderek arttırılır ve kaybedilen kilolar geri alınmaya çalışılır. Bu aşamada hastanın tedaviyi kabul etmesi büyük önem taşır.
  • Hastalar genellikle katı gıdalardan çok sıvı gıdaları tercih ederler. Çoğunlukla kahve, çay ve düşük enerjili gazlı içecekler ile yüksek miktarda kafein almaktadırlar. Bu içecekler sınırlandığında ise kafein yoksunluğu belirtileri görülebilmektedir.
  • Kalori alımı, başlangıçta 30-40 kkal/kg/gün (1000-1200 kkal/gün olarak da başlanabilir) olmalı ve kademeli olarak arttırılmalıdır. Genellikle toplam enerjinin 2-3 günde bir 100-200 kalori arttırılması önerilmektedir. 
  • En önemli sorunların başında serum elektrolit dengesizliği gelmektedir. Aşırı kusma, laksatif kullanımı ve beslenme bozukluklarına bağlı hipokalemi görülme oranı artmaktadır. Benzer sebeplerle hiponatremi, hipomagnezemi ve hipofosfatemi de sık görülmektedir. 
  • Çevrenizde bu gibi belirtiler var ise erken teşhis ve tedavi için alanında uzman kişilere başvurmanız gerekmektedir!

‘’Anoreksi gerçek bir hastalıktır. Yaptığınız seçim, yardım istemektir.’’

  • Ginger Zee

Yorum yazın

İsim (Gerekli)
Yorumunuz (Gerekli)

Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

Yazarlar

Son yorumlar

Bu hafta en çok okunanlar

Video Haberler

8 YAVRUSU OLAN KÖPEĞİ DÖVEREK KATLETTİLERBOLU'DA GÖREVLİ İMAMDAN SKANDAL SÖZLERYAYLALARDA YIKIMLAR TÜM HIZIYLA SÜRÜYORBOLU'DA OTOMOBİLİN ÇARPTIĞI GENÇ KADIN YARALANDI
sanalbasin.com üyesidir