NEFES

NEFES
26 Mart 2024

Seçim gününe çok az bir zaman kaldı. Bu seçimde Kuşadasındayım. Cicimi bir an evvel temiz havalı bir yere atmam gerekiyordu. Tekrar gözlerinde bir zarar oluşsun istemiyorum.
 
Kızıma bebekliğunden bu yana cici ve cicim derim ben. Sevilenlere ekstra isimler bulup söyleme güdüsü vardır biz insanlarda. Öyle çok kullanmışım ki,  bir vakitler kızımın isminin cici olduğunu zannedenler bile oldu. Sadece cici değil elbette, bazen  küçüklüm, bazen de öpücüklüm  dediğim gibi bunlarla yetindigim de söylenemez, başka başka şeyler de söylerim. Birkaç sene evvel yoğun göz sorunları yaşadık biz onunla. Kabus gibi günler geçirdik. Üst üste dört göz ameliyatı oldu.. Tüm bunları yaşarken Ankara'da gitmediğim göz doktoru kalmadı diyebilirim.  Cicimin çok az görebildiği zamanlarda çok zor günler geçirdik.! Benim küçüklüm  çevresinde olup bitenleri anlamlandırabilecek yeterlilikte olamadığı için, fevkalade durumlara toleransı da aynı ölçüde az oluyor. Psikolojisi çok daha fazla bozuluyor. Sonunda ortaya çıktı ki;  tüm bu göz problemlerini, paratroid hormonunun aşırı çalışması nedeniyle, kandaki kalsiyumun yükselmesi sonucunda yaşamışız.  Büyümüş olan bir paratiroid bezi, ameliyatla alındı fakat her nedense ameliyat sonrası  kandaki kalsiyum miktarı normale inerken, hormon düzeyi bir türlü normal seviyeye gelemedi. Bu sorunumuzu  da Prof. Dr. Ferit Taneri açıklığa kavuşturdu. Bir paratroid bezinde daha, belli belirsiz  minnak bir büyüme oluşmuş ve bunu da o ultrasonda hemen anladı. Böyle şeyleri anlamak çok zor çünki paratroid  yapısal olarak zaten çok küçük bir bez ve bu küçük dokunun minicik büyüdüğünü anlayabilmek gerçekten maharetli olmayı gerektiriyor. Henüz ameliyat düzeyine gelmemiş bir büyümeymiş bu büyüme ve  kalsiyumu yükseltemiyormuş. Bu değerli doktorumuzun takibindeyiz şimdi. Kıymetli hocamız,  kalsiyumu yükseldiğinde ameliyat edeceğiz dedi. Gördüğüm kadarıyla, hastalarını  zorunlu olmadıkça  ameliyat etmemek için mücadele eden, bulunmaz  bir cerrah o ! Şanslıyız biz de onu bulabildiğimiz için !

Her sorunun nedenini çözmeye odaklı bir kafa var bende. Düşündüm taşındım tüm bunlar neden küçüklümde oldu diye. Hiçbir şey nedensiz olmaz bu dünyada öyle değil mi ? Nedenini bulamazsam, aynı sorunları tekrar tekrar yaşamak kaçınamayacağım bir sonuç olurdu benim mantığıma göre. Mantığa güvenirim ben. Onunla küçüklüme ait neleri neleri alt ettik biz. Bizim hikayemiz bu anlattıklarımın çok çok daha fazlasını içeriyor. Bunların  hepsini de yazacağım inşaAllah bir kitapta ! Amacım, deneyim ve yaşadıklarımızla, benzer sorunlar yaşayanlara  bir ışık tutabilmek. Paratroid bezi boyunda troid dokusu ile birleşik duran bir organ ve maalesef ciciciğimin troid dokusunda da nödüller var. Henüz onlar da ameliyat safhasına gelmiş değiller.Tüm bu ameliyat safhasına gelmemişleri, ilelebet bu durumda tutabilmek de, bir anne olarak, benim hedefim oldu elbette. Hedefim başarıya ulaşır mı?  Olur mu, mümkün mü, tam olarak bilmem mümkün değil, deniyorum ama  neden olmasın da diyor içimdeki ses ? İyimser olmak iyidir hayatta. Ne var ki iyimser olurken;  aklın erdiğince mücadele etmeyi de ihmal etmemek gerekir ! Ben de akıl erdirdim kendimce ve tüm bu olanlara Karabük'ün kirli havasının neden olduğuna kanaat getirdim, Kuşadasına  göçtüm. Güzel, tertemiz  bir havası var Kuşadasının fakat bir suçlu daha var sanki, o da gluten ! Troid sorunlarında suçlu bir bileşik olduğu kanıtlanmış bir madde gluten. Paratroidle bir ilişkisi olmadığı sanılıyor, fakat ben neden olmasın diyorum, sonuçta bunlar birbirine komşu organlar ve her ikisi de yumuşak dokular. Aynı maddeden olumsuz olarak etkilenmeleri mantığa ters değil bence !

Sonuç olarak temiz havaya geldim, gluteni beslenmeden çıkardım. Onu beslenmeden çıkarmak kolay değil. Buğdayı, çavdarı, yulafı tamamen unutmak gerekiyor.  Cicimin iyi olması için, bir daha aynı problemleri yaşamaması için, bulabildiğim  sebepleri hayatımızdan göndermeye  çalışıyorum. Seçim gününe ulaşmamıza çok az günlerimiz kalmışken; temiz bir çevrenin sağlanmasının, sağlığımıza sahip çıkabilmemizin ilk şartı olduğunun idrakıyla,  bu gerçeğe uygun oylarla kendimizi korumak zorunluluğundayız diyorum. Belediye hizmetlerinin önceliğinde ilk sırayı her zaman çevre  temizliği oluşturur. Kanalizasyon hizmetleri, temiz su şebekesi ve kaliteli su temini, çöplerin kaldırılması ilk akla gelenler olsa bile, temiz hava da bu grubun  içinde yer alır. Seçeceğimiz kişilerin, bizlere  temiz bir çevre oluşturmak için, nasıl bir program üretmiş olduklarını iyi inceleyip  değerlendirerek, kendi sağlık hakkımızı koruyabiliriz.

Türkiye'deki tavuk ihtiyacının büyük bir bölümünün  karşılandığı Bolu'da, bu üretimin bedeli havasını kirletmek olmamalı. Doğası ve onun güzellikleri ile ünlü olan bu şehrimize hava kirliliği  yakışmıyor kuşkusuz, fakat bugün Bolu'nun hava kalitesi olarak geldiği durum hiç de iç açıcı değil maalesef. Özellikle gece geç saatlerden sabaha değin bu çiftliklerin havalandırılması ile Bolu havasına  karışan kimyasal  maddeler, evlerdeki pencereleri açtırmayacak düzeylerde ve hava nefeslendiğinde genzi yakar hale gelmiş  durumda. Evlerdeki pencereleri  açılamayacak düzeyde havası kirlenmiş bir Bolu'yu kim ister diyor tüm Bolu'ya sevgilerimi gönderiyorum 

Dyt. Güner Erbay.

Dyt. Güner Erbay

Yorum yazın

İsim (Gerekli)
Yorumunuz (Gerekli)

Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

Güner ERBAY yazıları

Yazarlar

Son yorumlar

Bu hafta en çok okunanlar

Video Haberler

8 YAVRUSU OLAN KÖPEĞİ DÖVEREK KATLETTİLERBOLU'DA GÖREVLİ İMAMDAN SKANDAL SÖZLERYAYLALARDA YIKIMLAR TÜM HIZIYLA SÜRÜYORBOLU'DA OTOMOBİLİN ÇARPTIĞI GENÇ KADIN YARALANDI
sanalbasin.com üyesidir