Bolu’daki ilçeleri değerlendirdiği yazı dizisine devam eden Cumhur Bandakçıoğlu, son yazısında Göynük ve Gerede’yi değerlendirdi.
Bandakçıoğlu, “En uzaktaki ve en yüksekteki Göynük ve Gerede” başlıklı yazısında iki ilçe ile ilgili şunları kaydetti;
“Orda bir ilçe var uzakta o ilçe bizim ilçemizdir dersek abartmamış oluruz. 103 Km ile merkeze en uzak olan ilçemiz bu özelliği ile diğer ilçelerimize göre aidiyet olarak daha farklı bir noktada. Kuşkusuz Bolu’nun tarihi değeri en yüksek ilçesi Mudurnu gibi “Cittaslow yani ülkemizin sakin şehirlerinden. Sivil mimarisiyle 100 yıl ve öncesin en çok hissettiren bu özelliğiyle de kentsel sit alanı edilmiş bir ilçemiz. Dolayısıyla bu yönü özelliklede Fatih Sultan Mehmet Han’ın hocası Akşemsettin Hazretleri’nin türbesinin bulunması Göynük için önemli bir turizm değeri sağlamakta. İlçe’nin ters bir noktada oluşu hem bir avantaj hem de dezavantaj. Ekonomisinin çok büyük bir bölümü beyaz et - kanatlı sektörüne dayanıyor. Göynüğün bir başka özelliği de bir enerji merkezi oluşu. Kömür havzalarının yanı sıra, bitümlü şist olarak adlandırılan işlemeyle petrole benzer bir yağ veren organik madde bakımından zengin, ince taneli, kristal yapılı bir tür katı yakıt rezervine de sahiptir. Yine son yıllarda ilçe sınırlarında rüzgâr santralleri kurulmuştur. Ülkemizdeki en büyük biokütle ( tavuk gübresi) enerji santral Göynük sınırları içindedir.
Bu tarihi ilçemiz farklı ve zıt yönleriyle de bir nokta da arafta kalmıştır. Dolayısıyla, öncelikli olarak mevcut tavuk kümeslerinin ıslahı ve modernizasyonu Göynük’ün tarihi ve doğal güzelliklerine katkı sağlayacak belki de farklı planlanacak tavuk çiftlikleriyle farklı bir turizm dalını da ilçeye sunabilir. Ben Göynük’ün turizm çeşitlendirilmeleriyle yoluna devam etmesinin en doğru yol olduğuna inanıyorum.
Erzurum’da kış gecikince sormuşlar neredesin diye, Gerede’deyim demiş. 1300 metre rakımıyla, nüfusuyla ve sanayisiyle Bolu’nun en büyük en gelişmiş ilçesidir.
Ülkemizin İstanbul’dan sonra en büyük ham deri işleme merkezi olan Gerede bu özelliğiyle bir markadır. Avantajlı konumuyla kendisini korumuş ve ekonomik gelişiminde güç kaybetmemiştir. Doğa ve Spor Turizmi için de geçmişten bugüne büyük bir potansiyelin üzerinde oturmaktadır. Kayak Sporunun Türkiye’deki ilk merkezlerinden olan Gerede, Kayak Federasyonun müsabaka takvimlerinde de mevcut tesisleriyle yer almaktadır. Özellikle Ankara’ya olan yakınlığı büyük bir avantajdır. Yöresel ürünleri ve kültürel faaliyetlerini bir basamak daha yukarıya çıkartıp biraz daha yüzünü dışarıya çevirdiği takdirde esas Davos olacak yer Gerede’dir. Tabii ki ciddi bir planlama ve stratejinin uygulanması aynı zamanda bütün ilçe halkının bunu benimsemesi şartıyla olabilecek bir potansiyeldir.
Bu vesileyle, Gerede’yi bana yakınlaştıran, sempatik kılan Gerede’nin gelmiş geçmiş en önemli karakterlerinden Yunus Çufa amcamızı da rahmetle analım.”
